
EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNDE KİŞİSEL MALLAR
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Başlangıcı
4722 s. Kanun m.10/1 gereğince 01.01.2002 tarihinden önce evlenmiş olan eşler arasındaki mal rejimi geçerliliğini korumakla birlikte bu tarihten itibaren kanunda belirtilen bir yıllık süre içerisinde eşlerin yeni bir mal rejimi seçmesi mümkündür. Ancak eşler tarafından yeni bir mal rejimi seçilmemesi halinde bu tarihten itibaren yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini seçtikleri kabul edilir.
4721 s. Türk Medeni Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 01.01.2002 tarihinden sonra evlenen eşler seçimlik mal rejimlerinden herhangi birini seçmemişlerse, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş sayılırlar.
Edinilmiş Mallar
Edinilmiş mallar TMK. m. 219’da düzenlenmiştir. Kanunda edinilmiş mallar “her eşin mal rejiminin devamı süresince elde ettiği malvarlığı değerleri” olarak tanımlanmıştır. Edinilmiş mallara ilişkin temel örnekler kanunda özellikle belirtilmiştir. Bunlar; eşlerin çalışmasının karşılığı olan edinimler, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel mallarının gelirleri, edinilmiş malların yerine geçen değerlerdir.
Kişisel Mallar
Aile bireylerinin kullanımı dışında kalmakla birlikte eşlerin kişisel kullanımına hizmet eden, malvarlığı grubuna kişisel mal denir. Edinilmiş malların aksine kişisel mallar kanunda sınırlı sayıda düzenlenmiş olup, kişisel malvarlığı grubuna dahil olmayan diğer mal varlıkları edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte TMK. m.221’e göre eşler kendi aralarında düzenleyecekleri bir sözleşme ile bir mesleğin icrası ile işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan malların ve kişisel malların gelirlerinin kişisel mal olarak kabul edileceğini belirleyebilirler.
TMK. m.220’ye göre eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları, kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel mal olarak kabul edilmektedir. Kişisel mallar üzerinde diğer eşin emeği ve katkısı bulunmadığı için taraflar arasında yasal mal rejimi sona erdiğinde tasfiyeye dahil edilmemektedir. Bu sebeple kişisel malların tasfiye sürecinde tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır.
Kanundan Doğan Kişisel Mallar
- Kişisel Kullanıma Yarayan Eşyalar
Eşlerden birinin kişisel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik gelir getirisi olmayan ve diğer aile üyelerinin kullanımı dışında kalan mallar bu grupta sayılır. Daha çok taşınır eşyalardan oluşan bu kişisel mal grubuna örnek olarak eşlerin giysileri, kol saatleri, takıları gibi mallar örnek olarak verilebilir. Burada önemli olan kişisel malın kullanım amacı olup, edinilmiş malların gelirinden alınmış olmasının bir önemi yoktur.
2. Mal Rejiminin Başlangıcında Eşlerden Birine Ait Bulunan Veya Bir Eşin Sonradan Miras Yoluyla Ya Da Herhangi Bir Şekilde Karşılıksız Kazanma Yoluyla Elde Ettiği Malvarlığı Değerleri
2.1. Mal Rejiminin Başlangıcında Eşlerden Birine Ait Olan Mallar
TMK. m.220/1-2 gereğince eşlerin yasal mal rejiminin başlangıcında sahip olduğu malvarlığı değerleri kişisel mal olarak değerlendirilir. Bu kanun maddesine göre değerlendirme yapılırken malın nasıl ve ne şekilde elde edildiğinin bir önemi olmayıp, zaman bakımından ne zaman elde edildiği ölçüt olarak baz alınmaktadır. Bu kapsamda örneğin eşlerden birinin evlenme tarihinden önce edinmiş olduğu ev ve ev kirası eşin kişisel malı olarak kabul edilirken, evlilikle birlikte yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin kabul edilmesiyle evin kira geliri edinilmiş mal sayılır. Bununla birlikte eşlerden birinin evlilik tarihinden önce kredi kullanarak almış olduğu ev onun kişisel malı sayılır. Ancak denkleştirme hesabı yapılırken, kredi taksitlerinin evlenme tarihinden sonra edinilmiş mallardan ödenen kısımları edinilmiş mal grubu lehine değerlendirilir.
2.2. Miras Yoluyla Elde Edilen Mallar
TMK. m.220/1-2 gereğince eşlerin miras yolu ile kazanılan mal varlıkları eşlerin kişisel malı olarak kabul edilmektedir. Mirasçılığın yasal mirasçılık ya da ölüme bağlı tasarruf sonucu olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ölüme bağlı tasarruf vasiyetname ile veya miras sözleşmesi ile yapılabilir. Yasal mirasçı olan eşin saklı payının zedelenmesi halinde açacağı tenkis davası sonucunda elde ettiği saklı payı da kişisel mal sayılır. Miras bırakan ile evlilik birliğinde eşlerden birinin miras sözleşmesi yapması ve bu sözleşmenin taraflarca değiştirilme veya kaldırılması halinde eşin menfaat elde etmesi durumunda bu menfaat kişisel mal kabul edilir. Benzer şekilde ileride mirasçı olacak eş miras bırakan ile yapacağı bir anlaşma sonucunda miras hakkından feragat ile miras payına karşılık bir değer elde eder ise bu değer de kişisel mal olur. Yine miras payına sahip olan eşin, bu payı başka bir kişiye devretmesi halinde elde etmiş olduğu karşılık da kişisel maldır. Murisin vefat etmeden önce mirasçısı olacak eşe, miras payı karşılık olacak düşüncesiyle malvarlığının bir kısmını devretmiş olması halinde, devredilen kısım eşin kişisel malı olacaktır.
2.3. Karşılıksız Kazanma Yoluyla Elde Edilen Mallar
Eşlerden birinin herhangi bir edim karşılığı olmaksızın elde etmiş olduğu malvarlığı değerleri kişisel maldır. Karşılıksız kazandırma neticesinde eşin bazı yükümlülükler altına girmesi kazandırmayı karşılıklı hale getirmez. Örneğin karşılıksız kazanmanın en çok görüldüğü durum olan bağışlama halinde bir taşınmazın devri sonucu ödenecek tapu masrafları kazandırmanın karşılıklı hale gelmesine sebebiyet vermez. Bağışlamanın eşler arasında veya üçüncü kişinin eşlerden biri lehine yapması arasında bir fark yoktur. Ancak elde edilen kazanımın bir kısmının karşılıklı olması halinde; karşılıksız kısmın fazla olması durumunda kazanım kişisel mal lehine denkleştirme, karşılığı verilen kısmının fazla olması durumunda kazanım edinilmiş mal lehine denkleştirmeye tabi olacaktır. Bununla birlikte eşlerin anne babası gibi yakınları tarafından satış olarak gösterilen ancak bağış niteliğince olan bir kazandırma da kişisel mal olup kazandırmanın karşılıklı olduğunu iddia eden taraf bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Yine geleneklere göre eşlerden biri lehine yapılan yardımlar karşılıksız kazandırma kapsamında sayılacaktır.
3. Manevi Tazminat Alacakları
Kişilik hakkı saldırıya uğrayan eşin duyduğu üzüntü sebebiyle manevi zararını karşılamaya yönelik elde ettiği manevi tazminat kişisel mal kapsamındadır. Manevi tazminat talebi kişiye sıkı suretle bağlı olup, devredilemez ve mirasçılarına intikal etmez. Bu sebeple manevi tazminat kişiye sıkı sıkıya bağlı olması ve diğer eşin tazminatta herhangi bir emeğinin bulunmaması sebebiyle kişisel mal olarak değerlendirildiği görülmektedir. Aynı zamanda manevi tazminat talebinin üçüncü kişiye veya eşe yönelik olması alacağın kişisel mal niteliğini etkilemez. Ancak manevi tazminat alacağı sonucunda elde edilen faiz kişisel mal geliri olduğundan eşler arasında aksine bir sözleşme yapılmadığı sürece edinilmiş maldır. Bununla birlikte manevi tazminat alacağının yasal mal rejiminden önce veya sonra elde edilmesi açısından bir fark bulunmayıp evlilik birliğinden sonra kazanılan manevi tazminatlarda diğer eşin herhangi bir katkısı olmadığından kişisel mal grubuna dahil edilecektir.
4. Kişisel Mallar Yerine Geçen Değerler
TMK. m.220/1-4 gereğince kişisel malların yerine geçen değerler ikame ilkesi gereğince kişisel mal kabul edilir. Kişisel mal yerine geçen değer ile malvarlığından çıkan kişisel malın içeriğinin veya kullanım amacının aynı ya da farklı olması önem taşımamaktadır. Aynı şekilde kişisel maldaki değişimin eşin iradesi sonucu olup olmaması arasında bir fark bulunmamaktadır. Örneğin kişisel malın kamulaştırılması sonucu alınan bedel veya zarar görmesi sonuç sigortadan alınan tazminat da kişisel mal olarak sayılacaktır. Kanun koyucu bu hüküm ile edinilen malın hangi malvarlığı grubuna dahil olduğundan ziyade malın hangi malvarlığı grubundan tahsis edildiğine bakmaktadır.
5. TMK M. 228/2’ye Göre Hesaplanan Değerler
TMK m.228/2 hükmü gereğince sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılan toptan ödemelerin mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki kısmı eşlerin kişisel malı olarak kabul edilmektedir. Kanun koyucu bu düzenleme ile çalışma gücünü kaybeden eşin almış olduğu toptan ödemeleri yaşam süresi ile orantılı olmak üzere korumayı amaçlamıştır. Yapılan bu toptan ödeme veya işgücü kaybı sebebiyle alınan tazminat eşin ömür boyu alacağı emekli aylığı veya sakat aylığı şeklindeyse ödemenin eşin yaşı dikkat alınarak aylık bedeli hesaplanmalıdır. Bunun yanı sıra ödemelerin irat şeklinde yapılması halinde mal rejiminin sona ermesinden önceki ödemeler edinilmiş mal sonra erdikten sonraki ödemeler kişisel mal olarak değerlendirilecektir.
TMK m. 228/2 hükmüne göre yasal mal rejiminin ne şekilde sona erdiğinin bir öneminin olmadığı görülse de mal rejiminin ölüm ile sona ermesi durumunda, ölen eşin yaşam süresi boyunca gereksinimlerinin karşılanması halinden söz edilemeyeceği için bu madde hükmünün uygulanmasına gerek kalmayacaktır. Bu sebeple yasal mal rejiminin ölüm dışında başka bir mal rejimine geçilmesi, boşanma veya iptal ile sona ermesi halinde bu hüküm uygulama alanı bulacaktır. Ancak tazminata hak kazanan ve sağ kalan eş yapılacak bir hesaplama ile kişisel malını talep edebilir. Bunun yanı sıra toplu ödeme alan eşin ölmesi halinde mal rejimi sona ereceği için alınan bu toplu ödemenin tamamı edinilmiş mal olarak tasfiyeye dahil edilecektir.
6. Sözleşmeden Doğan Mallar
TMK. m.221/1 gereğince eşler aralarında yapacakları mal rejimi sözleşmesi ile kişisel malların kapsamını genişletme hakkına sahiptir. TMK. m.221’de öngörülen ve aşağıda detaylı olarak ele alınacak olan iki durum eşlerden sadece biri için veya her ikisi için uygulanabilir.
6.1. TMK. m.221/1 Gereğince
TMK. m.221/1’e göre eşler aralarında yapacakları mal rejimi sözleşmesi ile mesleğin icrası veya işletmenin faaliyetleri için gerekli olan malları kişisel mal grubuna dahil edebilirler. Ancak mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sonucunda elde edilecek kazanımlar edinilmiş mal niteliğini korur.
Bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti kapsamında kullanılan malvarlığından anlaşılması gereken mesleğin icrasına katkı sağlayan, işletmenin faaliyette bulunmasın yardımcı olan mallardır. Örneğin bir avukatın bilgisayarı dişçinin tıbbi gereçleri bu kapsamda sayılır. Ancak bu hükmün uygulanması, mesleğin icrası veya işletmenin faaliyetin için gerekli olan malların bedelinin edinilmiş mallardan karşılanması halinde uygulanır. Malların bedelinin kişisel mallardan karşılanması halinde bu hükmün uygulanmasına gerek kalmamaktadır.
Kanun koyucunun bu düzenleme ile amaçladığı mesleğin veya işletmenin konusu, türü fark etmeksizin devamlılığı sağlamaktır. Eşler aralarında yapacakları bir sözleşme ile işletmeye veya mesleğin icrasına yarayan malları iyileştirilmesi veya korunmasına ilişkin olarak edinilmiş mallardan yapılan harcamaları da kişisel mal olarak kabul edebilirler. Para, edinilmiş mal kapsamında olmakla birlikte mesleğin icrası ve işletmenin kapsamında paranın kullanımının zorunlu olması halinde örneğin sermaye şirketleri, banka ve finans kuruluşları için kullanılacak para kişisel mal olarak belirlenebilir. Benzer şekilde hisse senedi, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti kapsamında değerlendirilmemekle birlikte hisse senedine sahip eşin şirket yönetiminde görev alması halinde hisse senedi sözleşmeyle kişisel mal kapsamına dahil edilebilir. Eşler arasında TMK. m.221/1 doğrultusunda yapılacak sözleşme geçmişe etkili olarak yapılabileceği gibi ileride icra edilecek meslek veya faaliyete ilişkin de yapılabilir. İleriye yönelik yapılacak sözleşme konusu mesleğin icra edilmemesi halinde mesleğin icrası için özgülenen mal varlıkları tekrar edinilmiş mal grubuna dahil olur. Eşlerin arasında yapacakları sözleşmede hangi malların kişisel mal olarak sayılacağının açıkça belirtilmesi gerekir.
6.2. TMK. m.221/2 Gereğince
TMK. m.221/2’e göre eşler aralarında yapacakları mal rejimi sözleşmesi ile taraflardan birinin veya her iki tarafın mallarının gelirlerinin kişisel mal olacağını kararlaştırabilirler. Sözleşme ile belirlenen bir veya birkaç malın belirli bir zaman aralığı içerisindeki gelirlerinin kişisel mal olacağını düzenleyebilirler. Aynı şekilde eşler yapacakları sözleşme ile kişisel malın gelirinin belirli bir miktarının kişisel mal kalan kısmının ise edinilmiş mal sayılmasını kararlaştırabilirler. Sözleşme ile kararlaştırılan kişisel mal gelirlerinin yine kişisel mal olması halinde bu gelirden tekrar ikinci bir gelir elde edilirse bu da kişisel mal kapsamında sayılır. Ancak eşler elde edilen bu ikinci gelirin edinilmiş mal kapsamında kalmasını kararlaştırabilir.
TMK. m.221/1’e göre mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti için kullanılan mallar taraflarca kişisel mal olarak kabul edilmekle birlikte bu malların gelirleri kendiliğinden kişisel mala dönüşmemekte ancak taraflarca TMK m.221/2 gereğince yapılacak ikinci bir sözleşme ile bu malların gelirleri de kişisel mal sayılabilir. Ancak bu kapsamda eşlerin çalışmalarının karşılığı olan kazançları kişisel mal grubuna dahil edilemez.